/ Hakkımızda
...

Hakkımızda

Türkiye yenilenebilir kurulu gücünde 2020 verilerine göre Dünya’da 12. sırada gelmektedir. Karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesi ile birlikte toplam alanı 1 milyon 245 bin km2 olan Türkiye, yenilenebilir kaynak çeşitliliği ve potansiyeli açısından Dünya’da önde gelen ülkeler arasındadır. Geniş bir yüzölçümüne sahip Türkiye’nin özellikle yeni/yenilenebilir enerji teknolojilerinde ve yükselen eğilimlerde topyekûn ulusal bir seferberlik öncesinde bölgesel modeller oluşturmaya ihtiyacı vardır.

Sınırlı kaynakların bu manada en verimli şekilde kullanılabilmesi için en doğru bölgelerde kümelenmeler vasıtasıyla ilgili teknolojilerde ekosistemin öncelikle oluşturulması ve sonrasında ulusal kararların alınarak sürecin desteklenmesi önem arz etmektedir. Avrupa’nın yeşil hidrojen ile ilgili attığı adımlar son dönemde hızlanmıştır. Yenilenebilir enerji yatırımları ile birlikte elektrolizör kapasiteleri artış göstermektedir. Bu yeni yatırımlar çeşitli ulusal ve Birlik mekanizmaları ile desteklenmektedir. Bu teknolojik dönüşümün gerisinde kalmamak ve daha da önemlisi ihracatın yaklaşık % 50’sinin gerçekleştirildiği kıta Avrupa’sının sınırda karbon düzenleme mekanizması (CBAM) ile korumacı bir çizgiye yaklaşması sonucunda Türk firmalarının önüne gelecek finansal yükümlülükleri bertaraf etmek için başlangıç adımlarının hızlı bir şekilde atılması gerekmektedir.

GMKA tarafından yayınlanan uzman raporları ve bölgesel strateji belgeleri ile resmi olarak 2018 yılında çalışmalarına başlanan Güney Marmara Hidrojen ekosisteminin canlandırılması ve geliştirilmesi süreçleri iki önemli proje ile somut çıktılara dönüştürülmüştür. Ajans, yeşil hidrojen ve türevlerinin üretiminde bir yandan kurulu kapasitenin geliştirilmesine odaklanmışken, diğer yandan Türkiye’yi yeni dışa bağımlılıklara mahkûm etmemek için yeşil hidrojen teknolojilerinin kritik ekipmanlarında yerli kapasitenin geliştirilmesini politikalarına eklemiş ve bu doğrultuda girişimleri destekleme kararı almıştır. Bu projelerden “Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu” Güdümlü Projesi’nin sözleşmesi 15 Mart 2023 tarihinde imzalanarak uygulama dönemi başlamıştır.

Güdümlü Proje ile hayata geçirilecek ilkler:

  • Türkiye’nin en büyük kapasiteli yerli PEM elektrolizörünün geliştirilmesi ile Türk sanayisinin ilk YERLİ yeşil hidrojen tesisi üretimine başlayacaktır.
  • Türkiye’nin İlk Yenilenebilir Enerji Parkı hayata geçirilecektir: Bandırma Enerji Üssü
  • Türkiye’nin en geniş katılımlı ilk hidrojen platformu kurulacaktır: Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu
  • Türkiye’nin ilk hidrojen eğitim merkezine yönelik fizibilite çalışması (Yeşil Deniz Endüstrisi ArGe, Test ve Eğitim Merkezi)
  • Türk sanayisinin ilk % 100 yeşil endüstri bölgesi için hazırlanacak fizibilite çalışması (Güney Marmara Yeşil Endüstri Bölgesi)

Türkiye’nin “Güney Marmara Modeli” ile başlatacağı yeni adımın orta ve uzun vadede Türkiye’nin önüne önemli fırsatlar çıkaracağı öngörülmektedir. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde 3 GW kurulu kapasitesi ile Düzey-2 Bölgeleri arasında Türkiye’nin lideri olan Güney Marmara, hem karada hem denizlerde hala kullanılmamış önemli bir potansiyeli de barındırmaktadır. Türkiye’nin son yayınlanan Ulusal Enerji Planı’na göre 2035 yılı hedefi olarak belirlenmiş 5 GW denizüstü rüzgâr enerjisi ve 5 GW elektrolizör kapasitelerinde, hem Adalar Denizi hem de Marmara Denizi’ne toplamda 1000 km’lik kıyısı olan Güney Marmara’nın tüm bölgelerin önünde gitmeye devam ederek bu hedeflere önemli katkılar sunacağı öngörülmektedir. Özellikle bölgesel bir model olma yolunda ilerleyen ve Türkiye’deki rüzgar kurulu gücünün yaklaşık % 21’ine sahip lider bölge Güney Marmara, rüzgarda karasal potansiyelini daha fazla kullanmalı ve kısa zaman içerisinde denizüstü rüzgar enerjisi çiftliklerini de kurulu gücüne ekleyerek entegre bir şekilde elektrolizör kapasitesini hızla artırmalıdır. Bu ilk adımlar, ülkemizin dekarbonizasyon hedefleri doğrultusunda bölgesel bir modelin ortaya çıkarılması adına çok kritiktir. Kamu – Üniversite – Özel Sektör paydaşlarının eş güdüm içerisinde hareket ettiği bir süreç, Türkiye’yi yeşil yakıtlarda bir ihracatçı konumuna taşıyacak fırsatları da beraberinde getirecektir.